ChatGPT ve peşinden birçok yapay zekâ (YZ) hizmetinin hayatımıza girişinden beri, hayatımızı çok rahatlattığı gibi birçok tartışmanın da ortasına daldı. Etik, iş gücü, eğitim, savaş, politika, basın, gerçeklik gibi birçok konuda artık YZ esaslı tartışmaları dinliyoruz. Fazla bilim kurgu izleyenlerin (şahsım da dahil olduğu gruplardan biridir) potansiyel risklerden korkmasından daha doğal bir şey yok. YZ’nin istediğiniz bir içeriği oluşturmanız gerçekten çok kolay. Hele kalite ve doğruluk kaygınız yoksa, daha da güzel. Neden? Çünkü YZ, yazdığınız bir komutu yaptığını iddia edebilir; fakat cevabın üzerinden geçtiğinizde bazı anlatımların “sallama” olduğunu, kaynakların “uydurma” olduğunu görebilirsiniz.
YZ araçları popülerleştikçe LinkedIn delileri (sosyal ilgi çılgınları da denebilir) bir fikir attı ortaya: Paylaşımlarınızı YZ ile yapın, blog yazılarınızı YZ yazsın; siz de bu sayede her türlü algoritmada (arama ve sosyal ağ) üst sıralara çıkın. Ivır zıvır birçok iş için YZ kullanan birisi olarak, blog yazımında neden kullanmıyorum? Çünkü burada anlattıklarımın kendi tarzımla ifade edilmesini istiyorum. Bir diğer derdim, benim kullanmayacağım bir cümlenin paylaşımlara girmesini istemiyor olmam. Ülkemin veya Kuveyt’in en önemli blogger şahsiyeti olmayabilirim, paylaşımlarımı istediğim sıklıkta yapamayabilirim; ancak bu yine de blog yazılarım için YZ kullanacağım anlamına gelmiyor.
Blog yazılarımda hiç mi kullanmıyorum? Türkçe için Grammarly gibi bir dilbilgisi/yazım düzeltim uygulaması olmadığı (veya ben bilmiyorum) için YZ benim yazım hatalarımı düzeltiyor.
Bir yanıt yazın